SAĞLIK TURİZMİNİN İLK ADRESİ : KIBRIS ADASI… NEDEN OLMASIN ?
-Akademisyen/Felsefi Danışman-(Uygulamalı Felsefe/Halkla İlişkiler/Dış Politika ve Diplomasi)
SAĞLIK TURİZMİNİN İLK ADRESİ
KIBRIS ADASI!
Neden Olmasın?
Turizm, günümüzde kültürel anlamda olduğu kadar, ekonomik ve siyasi kalkınma bakımından da oldukça önemli bir rolü olan; sektörel olduğu kadar akademik yönden de sürekli gelişme, ilerleme kaydeden bir alandır. Turizmin bu sürekli gelişimi ve ilerlemesi, bugün “Turizm Çeşitleri” ya da “Alternatif Turizm” üst başlığı altında sınıflandırılabilecek alt alanları çerçevesinde kendisini tamamlamaya devam etmektedir. Bu doğrultuda bu alt alanların en önemlilerinden biri, ev sahipliği yapan ülke için olduğu kadar küresel anlamda da hizmet sektörüne ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunan ve hızla büyüyen bir sektör haline gelen “Sağlık Turizmi”dir. En genel biçimiyle; gerek doğal kaynaklardan faydalanmak gerek ise tıbbi imkânlardan yararlanmak suretiyle tedavi olmak amacıyla bireylerin bir ülkeden diğerine seyahat etmesi olarak tanımlanan sağlık turizminin verimliliği ve sürdürülebilirliği için, nasıl gerçekleştirilmesi gerektiği hususu büyük önem taşımaktadır.
Şu bir gerçektir ki, pek çok faaliyet alanında olduğu gibi gerek Doğu gerekse Batı medeniyetleri çerçevesinde bir sağlık turizmi etkinliği oluşturulurken belirli temel unsurların göz önünde tutulması ve bunlara göre belirlenecek eylemlerin uygulanması gerekmektedir. Bu unsurları ve eylemleri sırasıyla ifade edersek, öncelikle bahsi geçen etkinliğe dair turizm ve sağlık alanlarında evrensel düzlemde benimsenmiş etik ilkeler kapsamında, Sağlık Turizmine yönelik “Sağlık Turizmi Global Etik İlkeleri”nin neler olduğunun kapsamlı bir biçimiyle belirlenmesi; daha sonra ilgili kurum ve kuruluşlarda konunun önemine ve kapsamına binaen gerekli eğitimin gerek teorik gerekse uygulamalı olarak verilmesi; daha sonra da belirlenmiş olan söz konusu etik ilkelerin ontolojik zemindeki gerçekliğinin denetlenmesi mutlaka uygulanmalıdır.
Bu gerçekliğin tespiti üzerine gerçekleştirilecek denetlemeler çerçevesinde yapılacak olan değerlendirmelerin ön koşulu; ilk adımda sağlık turizmi ile doğrudan ilişkili olan meslek etiklerinin dikkate alınması; ikinci adımda ise bu etik kavrayış kapsamında gerekli değerlendirme için, söz konusu alan dâhilinde nitel ölçümlemelere başvurulmasıdır. Şüphesiz bir ülkenin kalkınmasında önemli rol sahibi olan her faaliyet alanına dair bu türden bir çalışma akademik açıdan olduğu kadar sosyo-politik yönden de desteklenmeye ihtiyaç duyacaktır. Nihayetinde, Sağlık Turizmi faaliyet alanına dair yapılacak her türden girişim, insani yönden olduğu kadar çevresel boyutları bakımından maksimum verimliliğin ve sürekliliğin sağlanmasında, maddi ve manevi büyük kazançlar sağlayacaktır.
Bugün sağlık turizmi denildiğinde tıbbi olanakları bakımından olduğu kadar turizm açısından da donanımlı bir alt yapıya sahip olan ve ayrıca coğrafi koşulları bakımından da dünya genelinde ilk sıralamada yer alması gereken adrestir Kıbrıs Adası. Öyle ki gerek bitki örtüsü, gerek iklim koşulları ve sahip olduğu doğal kaynakları bakımından verimli yapıya sahip olan ada, bugüne kadar gerek turizm alanında sağlamış olduğu altyapısal donanım bakımından gerekse bünyesinde barındırdığı sağlık kuruluşları ve hem teknolojik ekipmanlar hem de eğitimli personel bakımından sağlık turizmini gerçekleştirebilme yönünde azami ölçüde bütün olanaklara sahiptir.
Ne var ki, pek çok konuda olduğu gibi, adanın bu istisnasız mükemmel koşullarının -yani sahip olduğu turizm tesis ve altyapısı ile sahip olduğu bitki örtüsü, iklim koşulları, doğal kaynakları ve sağlık merkezleri imkânlarının- sistematik bir şekilde bir araya getirilerek adanın bir sağlık turizmi merkezine dönüştürülmesi ve bu faaliyet alanında yeterli talep görmesi sağlanamamıştır.
Bu konuya ilişkin politik ve ekonomik engellerden söz etmek, görünüşte bize bu alanda ihtiyaç duyulan inovasyonun niye gerçekleştirilemediğine ve niye yeterli talebin sağlanamadığına dair gerekli gerekçeyi sağlıyor gibi görünebilir. Ancak kanaatimce burada göz önünde bulundurulması ve ele alınması gereken çok önemli bir husus vardır. O da şudur ki, insan için sağlık ve huzur söz konusu olduğunda –ki bu unsurlar onun mutlu yaşam koşullarının ilk sırasında yer alırlar- küresel anlamda olduğu kadar bireysel açıdan da politik ve ekonomik engeller, zor da olsa yine de çözülebilecek problem alanları olarak değerlendirilmektedir. Burada asıl önemli nokta, yukarıda -turizm ve sağlık sektörleri olmak üzere- belirttiğimiz imkanların, kurumsal düzeyde bir araya getirilerek Sağlık Turizmi için tam ve uygun altyapı koşullarının sağlanmasıdır. Bu kapsamda asli koşul, verilecek hizmetin her yönüyle, yazımızın başında da belirttiğimiz üzere temel etik ilkelere göre planlanmasıdır. Diğer bir şekilde ifade edecek olursak, üzerinde hassasiyetle durulması gereken temel husus evrensel anlamda herkes tarafından kabul edilen, belirli standartların Sağlık Turizmi ile ilişkili olabilecek tüm kurum ve kuruluşlarca takip edilmesinin gerekliliğidir.
Zira Sağlık Turizmi çerçevesinde bu yönden yapılacak bir girişim, adaya yönelik politik ve ekonomik düzenlemelerin gerçekleşmesinde büyük ölçüde katkı sahibi olacaktır. Buraya kadar belirttiğimiz bütün hususları göz önünde bulundurmak koşuluyla, Sağlı Turizmi’ne dair yapılacak olan bütün uygulamaların, Kuzey Kıbrıs sınırları içerisinde Doğu Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi bünyesinde hazırlanmış olan, gerek Doğu gerekse Batı medeniyetleri çerçevesinde söz konusu bir Sağlık Turizmi Etkinliği oluşturulurken göz önünde tutulması gereken temel unsurların neler olduğunu gözler önüne seren –evrensel değerleri dikkate alarak yine evrensel boyuttaki verimlilik ereğiyle hazırladığımız- “Sağlık Turizmi Global Etik İlkeler Bildirgesi”nin, ada sınırları içerisinde olduğu kadar, Kuzey Kıbrıs tarafından yapılacak bir tanıtım çerçevesinde Uluslararası arenada da benimsenmesinin büyük önem taşıdığına inanıyorum.
Kuzey Kıbrıs’ın,başta kendi ürünü olan “Sağlık Turizmi Global Etik İlkeler Bildirgesi” temelinde olmak üzere, sahip olduğu imkânlar doğrultusunda Sağlık Turizmine yapacağı her türden yatırım, şüphesiz makro düzeyde kalkınmaya büyük katkıda bulunacaktır. Bunun yanı sıra, gerçekleştirilecek bu türden köklü bir girişim adanın bugüne kadar ki turizm yüzünün de değişmesine olanak sağlayacaktır. Bilindiği üzere Kuzey Kıbrıs çoğunlukla Eğlence Turizmi ile ön plana çıkmaktadır. Elbette, eğlence turizminin ekonomik anlamda kalkınmaya olan katkısı ya da ahlaki çerçevede yüz yüze kalınan sorunlar bu yazının problematiği değildir. Ancak yeri gelmişken şunu belirtmek gerekir ki, akademik çalışmalarla desteklenen, evrensel olduğu kadar insani değerlerin de dikkate alındığı, makro kazancın gözetildiği bir alternatif olarak, insanın olmazsa olmazı –sağlık- açısından geliştirilecek olan “Sağlık Turizmi”nin, “Eğlence(!) Turizmi”nin yerini alması pek çok yönden –özellikle ada halkı açısından- Kuzey Kıbrıs için verimli sonuçlara vesile olacaktır.
Neden Olmasın?
Öyle ya, her şey güzel Kıbrıs’ımız için!
Bizim için!
Çocuklarımız için!
Gelecek kuşaklar için!
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum…
Doğu Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi bünyesinde gerçekleştirilmiş akademik çalışmaların bir ürünü olan, “Sağlık Turizmi Global Etik İlkeler Bildirgesi” hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için bakınız:
Doğu’dan Batı’ya Sağlık Turizmi ve Etik Anlayış: Sağlık Turizmi Etiği: “Sağlık Turizmi Global Etik İlkeler Bildirgesi”
Yazar : Dr. Erden Miray Yazgan YALKIN
Editör : Prof. Dr. Turgay AVCI
Yayınevi : Demavend Yayınları, İstanbul, 1. Baskı, Basım Yılı : Ekim 2020
ISBN : 978-625-7087-09-4